menu search
brightness_auto
more_vert

image

İbrahim Paşa'nın bugün Yunanistan sınırları içinde bulunan Parga'da doğduğu ve 6 yaşında devşirildiği söylense de çocukluk dönemiyle ilgili kesin bilgiler yoktur. Gençlik yıllarını Manisa sancağında geçiren Pargalı İbrahim, burada Şehzade Süleyman'ın en güvendiği adamı oldu. 

Kanuni Sultan Süleyman, babası Yavuz Sultan Selim'in vefatıyla apar topar İstanbul'a çağrıldığında Pargalı'yı da yanında götürmüştü. Pargalı'nın Sultan'a olan yakınlığı sayesinde kariyerinde hızlı bir yükseliş başladı. Ancak bu durum saray ahalisini rahatsız etiyordu. 

Çünkü daha önce bürokratik görevlerle ilgilenmemiş olan Pargalı'nın ani yükselişi Osmanlı'nın geleneksel yapısına aykırıydı. Önce has odabaşı unvanıyla baş mabeyinciliğe atandı. 

Daha sonra buna iç şahinciler ağalığı görevi de eklendi. En sonunda Piri Mehmet Paşa'nın azli üzerine Osmanlı bürokrasisinde sahip olabileceği en yüksek makama yani sadrazamlığa kavuştu. Bu durum ikinci vezir Ahmet Paşa'yı çileden çıkarmıştı. 

Çünkü yıllardır Osmanlı'ya hizmet eden bir devlet adamı olarak Ahmet Paşa kendisinin sadaret makamına getirileceğini zannediyordu. Diğer pek çok devlet adamı da has odabaşının sadaret makamına getirilmesini uygun bulmuyordu. 

Ancak kanuninin Pargalı'ya güveni tamdı. Bu süreçte Pargalı İbrahim'in, padişahın kız kardeşlerinden Hatice Sultan ile evlendiği ileri sürüldü. 

Hatta dizilerde ve kitaplarda masalsı bir aşkları olduğu anlatıldı. Fakat bu doğru bir bilgi değildir. İbrahim Paşa'nın bugün Topkapı Sarayı'nda bulunan mektuplarından yola çıkılarak eşinin bir Osmanlı prensesi olmadığı anlaşıldı. 

At Meydanı'nda iki hafta süren bir düğünle Muhsine Hatun adında biriyle evlenmişti. Düğününe Kanuni Sultan Süleyman Başta olmak üzere ordunun ve hükümetin ileri gelenleri davet edildi. 

Evlendikten 4 ay sonra 2. Vezir Ahmet Paşa'nın çıkardığı isyanı bastırmak üzere Padişah tarafından Mısır'a gönderildi. 

Bu olayın ardından Vezir Azam olarak oteitesi daha da arttı. Halkın şikayetlerini dinledi, borcu olanlara ve kimsesiz çocuklara yardım etti. Tüm bu yaptıklarıyla hem kanuninin hem de halkın gözünde saygınlığı gitgide artıyor, artık Osmanlı'nın Makbul Paşa'sı olarak tanınıyordu. 

Ardından mohaç meydan muharebesinin serdarı olarak görevlendirildi. Savaş yalnızca iki saat sürdü ve kazanılan bu büyük zafer İbrahim Paşa'ya mahledildi. Zaferin ardından Budin'den aldığı Herkül, Apollon ve Diana heykellerini at meydanındaki sarayının bahçesine getirtti. 

Osmanlılar bu heykellere büyük tepki gösterse de İbrahim Paşa batılı tarzda sanat anlayışını devam ettirdi. Kanuni tarafından kendisine 3. Avlu yani Enderun'a girme yetkisi dahi verildi. Saadet kapısından istediği zaman girip çıkabilme hakkına sahipti. 

Hatta hünkârın odasında yemek yiyebilme hakkı bile vardı. Kanuni ona danışmadan karar almazdı. Peki Sultan ona neden bu kadar çok güveniyordu? 

Aslında bu sorunun cevabı Osmanlı Devlet Teşkilatı'nda devşirmelerin önemine işaret ediyor. Pargalı İbrahim hangi makama gelirse gelsin bir köleydi. Osmanlı Sultanları özellikle Ankara Savaşı ve Fetret Devri'nin ardından devşirmelere herkesten daha çok güvenmeye başlamışlardı. 

Yıldırım Bayezid, Timur'a esir düştükten sonra oğullarına yazdığı mektupta Balkanlardan alınan devşirmelere her zaman güvenebileceklerini, onların yalnızca sultana vaad oldukları için asla ihanet etmeyeceklerini yazmıştı. 

Küçük yaşta devşirilen Pargalı da Kanuni'nin şehzadelik yıllarından itibaren ona olan sadakatini ispatlamıştı. Peki her şey bu kadar mükemmel olabilir miydi? Elbette hayır. 

Pargalı İbrahim, Sultan'ın kendisine verdiği yetkileri sınırsız bir şekilde kullanmaya başladı. Osmanlı kaidelerine tamamen aykırı olacak şekilde bir divan toplantısını kendi sarayında gerçekleştirdi. 

Yabancı elçilerle yaptığı görüşmelerde Padişahı değil kendisini ön plana çıkarmaya başladı. Giydiği kıyafetler bile Sultan'ın kıyafetlerinden çok daha kıymetliydi. 

Avusturya ile 1533 yılında yapan barış görüşmelerinde şu sözleri söylüyordu;

"Bu büyük devleti idare eden benim.
Her ne yaparsam yapılmış olarak kalır. Zira bütün kudret benim elimdedir. Memuriyetleri ben veririm, eyaletleri ben tevzi ederim.
Verdiğim verilmiş, reddettiğim...

Bu konuşmanın ardından imzalanan İstanbul Antlaşması ise Avusturya Kralını protokolde Osmanlı Sadrazamıyla denk hale getirdi. 

Yaptığı her ne kadar Osmanlıyı yüceltmekmiş gibi görünse de bir yandan da kendisini Avusturya Kralı seviyesine çıkarmak istemişti. Ayrıca İbrahim Paşa, Hürrem Sultan'ın baş düşmanıydı. 

Onun oğullarına karşın Şehzade Mustafa'yı destekliyordu. Bu süreçte Hürrem, Padişah'a sürekli Pargalı'nın aleyhinde konuşmaya başlamıştı. Bahçesine getirdiği heykellerle halkın tepkisini toplaması, kendini Osmanlı Sultanı gibi görmeye başlaması, haksız yere idam kararları… 

Özellikle defterdar İskender Çelebi'nin suçsuz yere idam edilmesine zemin hazırlaması, devlet adamlarının ondan daha çok nefret etmesine neden oldu. 

Heykelleri nedeniyle kendisini hicveden Figani'yi önce dövdürüp, daha sonra idam ettirdi. Figani, onun için putları diken İbrahim yakıştırmasını yapmıştı. İbrahim Paşa Fransızlara verilecek olan kapitülasyonlarla ilgili çalışmalarını yürüttüğü bir akşam saraya iftara davet edildi 

İftarın ardından padişah kendisine sarayda kalmasını emretti. Gece uyuduğu sırada ise dört dilsiz cellat tarafından boğularak idam edildi. Cesedi siyah bir at üzerinde kendi sarayına taşındı ve bundan sonra Makbul değil, Makdül İbrahim Paşa olarak anıldı. 

Öldüğünde 40, 45 yaşları arasında olduğu tahmin ediliyor.

Osmanlı bürokrasisinin en yüksek mevkisindeyken kendi sonunu hazırlayan İbrahim Paşa hakkında siz ne düşünüyorsunuz? 

thumb_up_off_alt 0 beğenilme thumb_down_off_alt 1 beğenilmeme

Cevabınız

Görüntülenecek adınız (isteğe bağlı):
Gizlilik: E-posta adresiniz yalnızca bu bildirimlerin gönderilmesi için kullanılacak.
İstenmeyen Reklam Koruması:
Gelecekte bu doğrulamadan kurtulmak için, lütfen giriş yapınız veya kayıt olunuz.

İlgili Başlıklar

thumb_up_off_alt 0 beğenilme thumb_down_off_alt 0 beğenilmeme
0 cevap
thumb_up_off_alt 0 beğenilme thumb_down_off_alt 0 beğenilmeme
0 cevap
thumb_up_off_alt 0 beğenilme thumb_down_off_alt 0 beğenilmeme
0 cevap
thumb_up_off_alt 0 beğenilme thumb_down_off_alt 0 beğenilmeme
0 cevap
thumb_up_off_alt 1 beğenilme thumb_down_off_alt 0 beğenilmeme
1 cevap
...