Kahramanmaraş depremindeki fayların nasıl kırıldığını çok güzel anlatan bir görsel. Depremin merkez üssü olan ufak bir fayda olan depremin kırığı ana faya ulaşınca ana fayın da kırılmasına sebep oluyor. Biz bu depremi 7.8lik ilk deprem olarak okuyoruz.
9 saat sonra ise 7.8lik depremin biriktirdiği yük yukarıdaki fayı kırıp 7.6lık ikinci depremi oluşturuyor. Görseldeki yer değiştirmeler yerin içinde fay hattının üstündeki yer değiştirmeler.
Bunun dışında fayın kırılma hızlarını da vermiş. Örneğin ilk fay saniyede 3.2km/s lik bir hızla kırılıyor. Bu çok hızlı bir kırılma demek ve yerin ortalama hızlarına da yakın. Bunun sonucu olarak fayın bir noktası kırılıp yer değiştirmeyi ortaya çıkardığında fayın yandaki
noktası da kırılmaya başlıyor. Bu yüzden de bütün dalgalar üst üste binip dalga kümelerinin fayın yakınındaki alanlara çok benzer zamanlarda gelmesine neden oluyor. Biz buna directivity effect ya da yönelim etkisi diyoruz.
Bu tarz durumlarda kimi binaları yüksek ivme değerleri yıkarken kimi uzun binaları ise yüksek periyotlu dalgalar yıkıyor. Çünkü yüksek binaların doğal salınımları genelde yüksek periyotlarda oluyor. Gelen dalga da bu periyotlara yakın olunca bina dalganın etkisini büyütüyor.
Bu etkiye rezonans olayı da deniyor.
Bir çok deprem araştırma enstitüsü aşağı yukarı aynı yeri gösteriyor. Kandilli ile AFAD arasında da 13kmlik bir fark var evet. Bu fark kurumların deprem ölçerlerinin bulundukları yerlere, deprem çözümünde kullanılan yer içi hız modellerine bağlı olarak değişebilir.

9 saat sonra ise 7.8lik depremin biriktirdiği yük yukarıdaki fayı kırıp 7.6lık ikinci depremi oluşturuyor. Görseldeki yer değiştirmeler yerin içinde fay hattının üstündeki yer değiştirmeler.
Bunun dışında fayın kırılma hızlarını da vermiş. Örneğin ilk fay saniyede 3.2km/s lik bir hızla kırılıyor. Bu çok hızlı bir kırılma demek ve yerin ortalama hızlarına da yakın. Bunun sonucu olarak fayın bir noktası kırılıp yer değiştirmeyi ortaya çıkardığında fayın yandaki
noktası da kırılmaya başlıyor. Bu yüzden de bütün dalgalar üst üste binip dalga kümelerinin fayın yakınındaki alanlara çok benzer zamanlarda gelmesine neden oluyor. Biz buna directivity effect ya da yönelim etkisi diyoruz.
Bu tarz durumlarda kimi binaları yüksek ivme değerleri yıkarken kimi uzun binaları ise yüksek periyotlu dalgalar yıkıyor. Çünkü yüksek binaların doğal salınımları genelde yüksek periyotlarda oluyor. Gelen dalga da bu periyotlara yakın olunca bina dalganın etkisini büyütüyor.
Bu etkiye rezonans olayı da deniyor.
Bir çok deprem araştırma enstitüsü aşağı yukarı aynı yeri gösteriyor. Kandilli ile AFAD arasında da 13kmlik bir fark var evet. Bu fark kurumların deprem ölçerlerinin bulundukları yerlere, deprem çözümünde kullanılan yer içi hız modellerine bağlı olarak değişebilir.
